Her sene itibar yönetimi ile ilgili temel eğilimlerin tartışıldığı RepMan Forumların beşincisi bu yıl 3 Mart 2016 tarihinde Orjin Maslak, Erciyes Salonu’nda gerçekleşti. “Dijital İtibar ve Markaların Dijital Sınavı” konularının tartışıldığı RepMan Forum 2016 notlarını sizler için toparladık.
(Etkinlik ile ilgili atılan tweetlere #RepManForum2016 hashtagi ile ulaşabilirsiniz)
Program | İtibarın Dijital Örnekleri |
Moderatör | |
Nuran Aksu | ZENNA Kurumsal Marka Stratejileri Danışmanlığı / RepMan İtibar Araştırmaları Merkezi Danışma Kurulu Üyesi |
Katılımcılar | |
Dr. Ömer Deveci | sikayetvar.org |
Dr.Uygar Özesmi | change.org, Good4Trust.org |
KONUŞULAN KONULAR – ŞİKAYETVAR.COM / DR.ÖMER DEVECİ |
Ayda yaklaşık 3.5 milyon kişinin ürün / hizmet satın alma kararı öncesi şikayetvar.com’u ziyaret ediyor. Bu kişilerin;
§ %87’si şikâyet ve yorumları okuduktan sonra satın almaktan vazgeçtiği ürün / hizmet olduğunu söylerken, § %60’ı ise şikâyet ve yorumları okuduktan sonra satın almaya karar verdiği bir ürün / hizmet olduğunu belirtmiş |
Şikayetvar.com üzerinden yılda yaklaşık 1 milyon şikâyet girilen, Türkiye’de kamu kurumlarının aldığı şikâyet sayısının 700.000 civarında olduğu belirtildi. |
Şikayetvar.com üzerinden yapılan şikâyetlerin %80’i şirketler tarafından cevaplandırılmaktadır |
Girilen şikâyetlerin, şirketlerin iş süreçlerini yoklayan içerikte olmasına önem veriliyor, bu kapsamda toplam gelen şikâyetlerin %12’si içerik kaynaklı reddediliyor |
Dr. Ömer Deveci: “Artık iş başvurusu yapmadan önce de şikayetvar.com’a girip şirketlerle ilgili araştırma yapıyor ve tercihlerimizi buna göre şekillendiriyoruz” |
“Şikâyetten itibar doğar mı?” sorusu üzerine Ömer Bey başlattıkları “TEŞEKKÜR” ekonomisini aktardı. Şirketlere yapılan teşekkür oranı 2. Yıl önce %4 oranında iken bugün artık %8’lere gelmiş durumdayız. Dr. Ömer Deveci: “Tüketici, teşekkür etmeyi, firmalar da teşekkür ettirmeyi bilmiyor” |
Şikâyetlerin doğruluğunun sağlanması amacıyla önce kimlik doğrulaması yapılıyor ve ardından şikâyet başvurusu düzenleniyor. |
KONUŞULAN KONULAR – CHANGE.ORG – GOOD4TRUST.ORG / DR.UYGAR ÖZESMİ |
Change.org 8 milyon kullanıcı (6.3 milyonu aktif kullanıcı) ile internet kullanan her beş kişiden birini barındırmaktadır |
Şuan ayda yaklaşık 5.000 kampanya düzenlenmekte ve 1.6 milyon imza toplanmaktadır |
Dr. Uygar Özesmi: “Change.org’da her üç kişiden biri görmek istediği değişimi yaratıyor” |
Kampanyaların en hızlı yayıldığı mecra Facebook olurken, onu Whatsapp takip etmektedir. |
Change.org içerisinde markalar da karar verici hesabı açarak kampanyalara yanıt verme ve çift taraflı etkileşim imkânı sağlamaktadır. Bu da kriz yönetimi açısından oldukça önemli alan olarak görülmektedir. |
Markalar, kampanyalara yanıt vermenin yanı sıra kendileri de kampanya başlatabilir ve imza toplayabilirler. Kadıköy Belediyesi’nin yürüttüğü ve 85.000’den fazla imza toplanan kampanya örneği bu alanda önemli bir örnek. |
Markalar yürüttükleri kampanyalar ve kendileri için açılan kampanyaya yanıt vererek o alandaki birçok ilgili kişiye de anında ulaşım imkânı sağlamaktadır. Bu konu dijital itibar yönetimini sosyal medya hesabi yönetmek zanneden markalar için adeta bir ders niteliğindedir |
Markalar, change.org’u takip ederek aslında toplumun markalardan ne talep ettiği ile ilgili fikir sahibi olurken paydaş beklentilerini de değerlendirme fırsatı yakalamaktadır. |
Nuran Aksu: Markalar itibarını nasıl yönetmelidir?
Dr. Uygar Özesmi: İtibar, markanın varoluşunu anlamlı kılan, ekonomik ve sosyal açıdan fayda sağlayan, iyilik üreten bir iş modeli ve etkileşim ile elde edilebilir.
Program | Markaların Dijital Sınavı |
Moderatör | |
M. Salim Kadıbeşegil | RepMan İtibar Araştırmaları Merkezi Danışma Kurulu Üyesi |
Temel Aksoy | Fikirhane, temelaksoy.com |
KONUŞULAN KONULAR |
Bugün şirketlerde bir iş yapan birimler var (finans, lojistik vb.) bir de iletişimciler var. Birimler bazen kötü işler de yapıyor ancak iletişimcilere gidip “Lütfen bizi iyi gösterin” deniyor. |
Şirketlerin şuan ana amacı karlarını maksimize etek ancak toplum artık şirketleri karlılığın ötesinde bir şey ile sorguluyor, şirketlerin hesap vermesini istiyor. Bu noktada iki konu öne çıkıyor
§ Sürdürülebilirlik § Kurumsal Yönetişim |
Bu iki kavram patronlar tarafından yeni öğrenilmeye başlandı. Herkes bu konulardan bahsediyor biz de yapalım diyor ancak işin özüne inan firma sayısı çok az. Bu kavramlar şirketler tarafından benimsense, iletişimciler işsiz kalır. Ne change.org, ne de şikayetvar.com gibi siteler kalır ortada. |
M. Salim Kadıbeşegil: “2008 Küresel finansal krizde silinen tüm firmaların etik kurulları, bağımsız denetleme raporları vardı, hepsi regülatörler tarafından düzenli denetleniyor sermaye piyasaları tarafından onaylı belgeleri vardı” |
Temel Aksoy : “Bizler, insan olarak kendi hayatımızı yaşıyorken ne yapıyorsak, şirket kurduğumuz zaman da benzer değerlerle iş yapmalıyız” |
İletişimciler, meslek gereği iyi görünmek için çalışırlar, iletişimin tanımlarından biri kendisi hakkında veya çalıştığı kurum hakkında markayı iyi göstermektir. Ancak oraya gelene kadar iyi olmak ve iyi yapmak kavramları vardır. Aslında iyi olursan, iyiyi yaparsan muhtemelen iyi görünürsün. |
İyi görünmüyorsan gerçek bir iletişimciye ihtiyacın vardır. Aksi durumda yakalanan başarılar çok kısa dönemli olur. İletişimci, kötü olanı düzeltemez, ona çare olamaz. |
Kurumsal itibar, görüntü oluşturma işi değildir. Sosyal sorumluluk projeleri yapmak da değildir. Aslında olması gereken iyi olmak ve iyiyi yapmaktır. Fayda üretmek üzere yola çıkarsan, o doğru iş modeli sürdürülebilir kar çıkartır. Oysaki kar için başlarsan ayar tutmaz. |
Herkes, söylemde “Sürdürülebilirliğin” taraftarı oldu, bunun anlamlı bir şey olduğunu anladı ama henüz ne olduğunu anlayan çok yok. |
Dijital dünyada itibarı yönetmek bir akıl işi olacaksa bu ancak “Şeffaflık” ve “Samimiyet” ile olabilir |
Bundan 20-25 sene öncesine göre herkes, her şeyden haberdar. Herkes, herşeye müdahale emek istiyor ve müdahale edebiliyor. |
Eskiden iletişim tek yayıncıdan çok kişiye yapılan bir iletişimdi. İnternette çoktan çoka iletişim yapılıyor. Artık, herkes herkese iletişim yapabiliyor. |
Temel Aksoy : “Doğru bir iş modeliyle iyi bir iş yapan markalar, arzu ettikleri iyi algıyı oluşturuyorlar. Türkiye’de sürdürülebilirliği hiç duymamış ancak bunu doğası gereği yapan pek çok kişi ve marka bulunmaktadır.” |
Temel Aksoy : “Biz, göçebe kökenleri olan bir toplumuz. Biz, bulunduğu mekânı güzelleştiren değerlere ve kültüre sahip bir ülke değiliz. Bulunduğumuz mekândan faydalanmaya çalışan bir ülkeyiz. Bu sürdürülebilirliğin tam tersidir.”
|
Program | Merhaba Dijital İtibar |
M.Serdar Kuzuloğlu |
KONUŞULAN KONULAR |
Bugün artık dünyada çok fazla bilgi var, kafamızı çevirdiğimiz her noktada, aklımıza gelen gelmeyen, ilgimizin olup olmadığı her konuda çok fazla bilgi sahibiyiz. Daha doğrusu çok fazla bizim ulaşabileceğimiz sınırda ancak çok fazla bilgimiz yok |
Bir bütüne dair çok fazla küçük kırıntı var ve bu kırıntılar bizim algımızı oluşturuyor, dolayısıyla markaların da algısını oluşturuyor. |
İtibarın, hafızayla doğrudan bir ilişkisi var. İtibar, doğrudan hafızadan beslenen ya da kaybeden bir olgu. Siz, itibarınızı insanların aklında kalacak olan unsurlarla oluşturmaya çalışıyorsunuz. İnsanların hafızası bunları tutabilecek kapasitede değilse çabaların çoğu da boşa gidiyor. |
Dijital olarak bağlı kalma arzusu çok belirgin genetik bir gerçek olarak hayatımızda yer alıyor. Bugün artık hayatımızdaki norm 10 saniye, öykü/hikâyelerde ise hatırlanası şeylerin limiti sadece 24 saat |
Dijital dünyada dün yok, yarın yok, bugün biraz ama ŞİMDİ var. |
Birçok firmanın, itibar iletişimini sosyal medyadaki etkileşimi belirliyor. Sizin şirketinizin çok kıymet verdiğiniz, çok emek verdiğiniz ve insanlığa çok faydalı işini facebook’daki takipçilerinize duyurmanız için etkileşim düğmelerine (Beğeni ve diğer emoji etkileşimleri) basılmasına ihtiyacınız var. Herkes bu düğmelere bassa bile facebook diyor ki ben bunu sadece %10’a gösteririm, senin muhatap aldığın geri kalan %90 için para vermelisin |
Tiraj, izlenme oranı, takipçi sayıları bunlar çok yakın bir zamana kadar sadece medyanın derdiydi artık hepimizin derdi oldu. |
Sosyal medya paylaşımlarımız elektronik dövme gibi bizi ömrümüz boyunca takip ediyor |
Bugün artık web sitelerinin %60’a yakını cep telefonlarından açılıyor. Cep telefonu uygunluğu olmayan sitelerin yaşaması çok zor |
RAKAMLARLA SOSYAL MEDYA
SPOTIFY
TINDER